Soner Sarıkabadayı’ya Laf Ederken Şarkı Sözüyle Vurulan Adamın Hikayesi

Yıl 2013.
O zaman ki erkek arkadaşımdan Limon takma adıyla bahsedeceğim.
Yakın arkadaşlarımdan biriyle ne zamandır bir konsere bir etkinliğe gitsek kurtlarımızı döksek diye konuşuyorduk. Şöyle cuppa cuppa bir etkinlik peşindeyiz. Kimileri çok pahalı bize uymuyor, “O paraya Tarkan’ı eve getiririm” diyip vazgeçiyoruz. Kimilerinin de tarihi saati uymuyor diye vazgeçmek zorunda kalıyoruz.
Bir gün yine telefonda bu etkinlik mevzusunu konuşurken, arkadaşım “Valla bakıyorum şimdi internetten ilk çıkan konsere gidelim, başka türlü olmayacak” dedi. Ve biz Jolly Joker’de Soner Sarıkabadayı konserine bilet aldık.
-Soner Sarıkabadayı diyor abi?
Heaa. Aman olur ya. Neydi onun şarkısı hep üç harfli?
-Buz, tuz, kus, sus, pus.
Aman neyse cuppa cuppa bir adam eğleniriz. Al kız al tamam. Limon’a da sorayım belki gelir. Gerçi o metalci bir ergen hala asdfghjk
-Asdfghjk. Hadi öptüm. Bye

soner-sarıkabadayı
Eller havaya bir adam işte. Şarkıları bir dinlemede ezberleniyor, akılda kalıyor, sesi fena değil, eğlendirir bu bizi diyerek başladık konser gününü beklemeye.

O gün arkadaşımla konuştuktan sonra Limon’u aradım. Hoş beş muhabbetinden sonra,
-Hayatım biz Soner Sarıkabadayı konserine gitmeye karar verdik. Sana da bilet alalım mı? Gelmek ister misin?
HÖHÖHÖHHÖ(Ayının gülme efekti). Kardeşim bile dinlemiyor öyle şeyleri. Biraz mantıklı şeyler yapın. Sakın beni bulaştırma. Keko keko tiplerde gelir oraya dikkat edin. Mal mal şarkı sözleri öff. Ne anlıyorsunuz bu müzikten.
Bıdı.. bıdı.. bıdıı.. Beynimi kemirdi.
Limon için yeryüzünde metal müzikten başka hiçbir şey yok. Hangi orta okul, lisede asi rokçu tipler olur ya -ki maalesef biri de bendim- Başka müzik türlerini hunharlar dalga geçerdik. Heh Limon’un kafa orada kalmış.
Tabi ki de tadımı kaçırmasına izin vermedim. Ama yazdım bunu bir kenara.
Konserde bir güzel eğlendik arkadaşımla. Öyle güzel içip, kurtlarımızı döktük ki. Kocaman kocaman güldük bütün gece. O gece Soner Sarıkabadayı yeni bir albümünden bir şarkı okuyacağını söyledi ve bunun üzerine üç beş kere o şarkıyı okudu. “Kutsal Toprak”. Zaten sözler gayet basit ve akılda kalıcı. Ilk söyleyişten sonra hepimiz ezberlemiş ve eşlik eder olmuştuk.
Bir kaç gün geçti Limonla buluştuk. Kadıköy’de Bahane Kültür namı diğer Kahve Bahane’de oturuyoruz. “Konser nasıldı?” dedi. Bir gülümseme belirdi yüzümde, tam anlatmaya başlıyordum. Pop müzikten başlayıp, Soner Sarıkabadayı’da duraklayıp, benim saçma zevklerimden çıkıp, uzun uzun hunharladı beni. Sabırla dinledim onu. Konuşmasının bitmesini beklerken içimden Soner Sarıkabadayı’nın Kutsal Toprak şarkısını söylüyordum. O sırada ne harika bir giriş cümlesi olduğunu fark ettim.
“Ne zaman aynayı sevmezsen sana bir de gel benden bak.”
Harika bir sözdü. Bunu irdeliyordum kafamda. Bir yandan da parmağımla bira bardağında ki damlacıkları birbirine katıp, bardak altlığına süzülüşünü izliyordum. O sıra da Limon’unda bardağıma baktığını fark ettim. Müzik üstüne yaptığı anlamsız azar bitmişti belli ki.
Durdum. Bir nefes aldım. En tatlı üslubumla “Hayatım geçen gün bir söz okudum çok hoşuma gitti.” dedim. Merakla suratıma baktı. Kutsal Toprak şarkısının giriş cümlesini söyledim, müthiş edebi bir ses tonu takınarak.

“Ne zaman aynayı sevmezsen sana bir de gel benden bak.”

Dibi düştü. Harika bir söz olduğuna dair dakikalarca konuştuk. Sonra şiirlerden, şairlerden bahsettik. Dakikalar sonunda beklediğim soruyu sordu.
-Ya kim söylemiş o sözü?
Tahmin et, sence kim söylemiş olabilir?
-Bilmiyorum. Sabahattin Ali falan mı?
(İçimden suratına tükürükler saça saça gülmek geliyordu. Ciddi bir tavır takındım. Alelade bir şeymiş gibi)

“Soner Sarıkabadayı” dedim. Ah keşke o suratı çizebilsem. Biramın son yudumunu içip arkama yaslandım. Şaşırdı salakça bir güldü.
Sonercim kanını yerde bırakmadım.