KoronaVirüs’ü Planlı Yayılan Bir Virüs mü? İşte Tüm Komplo Teorileri

Çin’in Vuhan kentinde ortaya çıkan koronavirüs bugüne kadar 100’den fazla kişinin ölümüne yol açtı. 4 bin 500 kişide de hastalık tespit edildi.

Bu süreçte yayılan tek şey virüs değildi: Sosyal medyada komplo teorileri ve dezenformasyon da benzer bir hızda yayıldı.

Türkiye’de de WhatsApp ve Facebook başta olmak üzere çok sayıda sosyal medya platformunda Çin’de gerçek ölü sayısının 40 bin olduğu, virüsün Vuhan’da bir yılandan bulaştığı ve yılanın yaşadığı suda füze kalıntıları bulunduğu, virüsün Çin malı ürünlerle dünyaya yayıldığı gibi çok sayıda iddia ortaya atıldı.

BBC İzleme Servisi, bu bilgilerin nereden ve nasıl yayıldığını inceledi.

Yarasa çorbası videoları

İlk andan itibaren insanlar koronavirüsün kökenine dair spekülasyonlara başladı.

Vuhan’da Çinlilerin yarasa yediğini gösterdiği öne sürülen videolar hızla yayıldı.

Bu kliplerden birinde Çinli bir kadının kameraya gülümseyerek yarasa yediği ve tadını tavuk etine benzettiği görülüyor.

Bu video sosyal medyada büyük tepkiye yol açtı , bazıları da virüsün Çinlilerin yeme alışkanlıkları nedeniyle yayıldığını savundu.

Gerçekte videonun kaydedildiği yer Vuhan, hatta Çin bile değildi.

Video, popüler blog yazarı ve seyahat programcısı Vang Mengyun tarafından Batı Pasifik’teki Palau adasında 2016’da çekilmişti.

Salgının ortaya çıkmasının ardından video tekrar sosyal medyada paylaşılmaya başladı, fakat bu sefer yanlış bir şekilde salgına atfedildi.

Bunun üzerine Mengyun özür dileyerek “Sadece oradaki halkın günlük yaşamını göstermek istemiştim” dedi, yarasaların virüs taşıyabileceğini bilmediğini söyledi ve videoyu sildi.

Koronavirüs salgınının Vuhan’daki balık pazarında yasadışı bir şekilde ticareti yapılan yaban hayvanlarından kaynaklandığı düşünülüyor.

Yarasalar yeni bir araştırmada virüsün olası kaynaklarından biri olarak gösterilse de yarasa çorbası Çin’de yaygın bir yiyecek değil.

Virüsün kaynağını bulmaya yönelik çalışmalar ise sürüyor.

Planlı salgın senaryosu

Geçen hafta ABD’de ilk virüslü kişinin tespit edilmesinin ardından Twitter ve Facebook’ta dolanmaya başlayan patent dosyaları, uzmanların bu virüsü yıllardır bildiği izlenimini veriyordu.

Bu iddiaları paylaşan ilk kişilerden biri komplo teorisyeni ve YouTube kullanıcısı Jordan Sather’dı.

Binlerce retweet edilen uzun bir Twitter zincirinde , 2015’te İngiltere’deki Pirbiright Enstitüsü tarafından yapılan bir patent başvurusuna link verdi.

Başvuruda koronavisürün zayıflatılmış bir versiyonunun solunum hastalıklarına karşı aşı olarak potansiyel kullanımından bahsediliyordu.

Bu link Facebook’ta da özellikle aşı karşıtı gruplar tarafından sıklıkla paylaşıldı.

Sather, Bill ve Melinda Gates Vakfı’nın hem Pirbright’a hem de aşı geliştirme programlarına bağış yaptığı gerçeğini kullanarak bu koronavirüs salgınının bilinçli olarak, bir aşı geliştirilmesi için fon toplanması amacıyla planlı bir şekilde gerçekleştirildiğini iddia ediyor.

Bir tweetinde “Gates Vakfı yıllar boyunca aşı programlarına ne kadar para verdi? Bu salgın planlı mıydı? Medya kullanılarak korku mu salınıyor” dedi.

Fakat Pirbright’ın patenti yeni koronavirüs için değildi. Bu patent kuşlar tarafından taşınan ve yalnızca kanatlıları etkileyen bir bronşit virüsü içindi.

Bill ve Melinda Gates Vakfı’nın bağışı konusuna gelince, Pirbright Sözcüsü Teresa Maughan, Buzfeed’e yaptığı açıklamada bu patentin dahil olduğu projenin Vakıf tarafından fonlanmadığını söyledi.

Biyolojik silah iddiaları

Bir diğer temelsiz iddia da virüsün Çin’in gizli biyolojik silah programının bir parçası olduğu ve Vuhan Viroloji Enstitüsü’nden dışarı sızarak yayıldığıydı.

Bu teoriyi destekleyenler Washington Times’ın sıkça paylaşılan iki makalesine atıfta bulunuyor. Bu iki makalede de eski bir İsrailli istihbaratçının ifadeleri yer alıyor.

Fakat iki makalede de herhangi bir kanıt yer almıyor. Hatta sızıntı olduğunu öne süren İsrailli kaynağın “şimdiye kadar bu yönde bir kanıt veya bulgu yok” sözüne de yer veriyor.

Resmi araştırma, virüsün Vuhan’daki Huanan balık pazarından yayıldığını gösteriyor.

BBC News, Washington Times’tan konuyla ilgili bir açıklama talep etti.

Casusluk söylentileri

Bir diğer iddia da virüsü, Kanada’nın Ulusal Mikrobiyoloji Laboratuvarı’nda çalışan bir araştırmacının açığa alınmasıyla ilişkilendiriyordu.

Kanada’nın kamu yayıncısı CBC’nin geçen yıl yayımladığı bir habere göre virolog Dr. Şianggou Çu, eşi ve bazı Çinli öğrencilerin kurumla ilişkisi, olası bir “laboratuvar politikalarını ihlal” nedeniyle kesilmişti.

Polis CBC’ye bu konunun kamu sağlığı açısından herhangi bir tehdit oluşturmadığını söylemişti.

Bir diğer haberde ise Dr. Çu’nun Çin Bilimler Akademisi’ne bağlı Vuhan Ulusal Biyogüvenlik Laboratuvarı’nı yılda iki kere ziyaret ettiği yer alıyordu .

12 bin retweet ve 13 bin beğeni alan bir tweette, herhangi bir kanıt gösterilmeden Çu ve eşinin bir “casus ekibinin” parçası olduğu, “hastalık yapıcı virüsleri Vuhan’daki tesise gönderdiği” ve eşinin de “koronavirüs araştırmalarında uzmanlaştığı” iddia edildi.

Tweette yer alan bu üç iddia da CBC haberlerinde yer almıyor. Hatta koronavirüs ve casus kelimeleri bir kere bile geçmiyor.

Vuhan’daki hemşire videosu

Hubei eyaletinde yaşananları ifşa eden bir doktor veya hemşire tarafından çekildiği iddia edilen çeşitli videolar da sosyal medya platformlarında milyonlarca kere izlendi ve haber siteleri de bunlara yer verdi.

Bu videoların en popüleri Koreli bir YouTube kullanıcı tarafından Korece ve İngilizce altyazılarla yüklenmişti.

Şimdilerde silinmiş olan bu videonun İngilizce altyazılarında videoyu çeken kadın Vuhan’daki bir hastanede hemşire olarak anlatılıyor.

Öte yandan videoyu çeken kadın kendisinin hemşire veya doktor olduğuna dair hiçbir ifade kullanmıyor.

Bu yüzden işin bu kısmının, videoyu yükleyenlerin varsayımı olduğu anlaşılıyor.

Adını vermeyen kadın, bilinmeyen bir mekanda üzerinde koruyucu kıyafetle görülüyor.

Fakat bu kıyafetler Hubei eyaletinde giyilen koruyucu kıyafetlerle uyuşmuyor.

Sokağa çıkma yasağı nedeniyle bölgeden gelen videoları teyit etmek zor. Fakat videodaki kadın virüsle ilgili bir dizi temelsiz söz söylüyor.

Bu da onun bir hemşire veya doktor olma ihtimalini son derece azaltıyor.

Şahıs Çin’de 90 bin kişiye virüs bulaştığını söylerken bu sayı 28 Ocak’ta yalnızca 4 bin 500’dü.

Ayrıca virüsün ikinci bir mutasyon geçirerek bir hastadan 14 kişiye bulaşabilir hale geldiğini iddia ediyor.

Dünya Sağlık Örgütü’nün ön tahminlerine göre ise bu oran 1,4 ile 2,5 arasında bir yerde.

BBC’ye konuşan ChineFile dergisinin görsel editörü, Vuhanlı Muyi Şiao, “Tıbbi bir geçmişi varmış gibi konuşmuyor” diyor.

Videonun çekildiği yer bilinmiyor olsa da kadının salgınla ilgili kendi görüşlerini paylaşan bir Hubeili olduğu tahmin ediliyor.

Avustralya’da bulunan Çinli siyasi aktivist ve sanatçı Badiucao ise “Gerçeği söylüyor da olabilir çünkü gerçeği kimse bilmiyor” diyor ve ekliyor:

“Şeffaflığın sıfır olması insanların paniklemesine yol açıyor.”

Bbc Türkçe