Günümüzün Karanlık Dönemini ve Çok Daha Fazlasını Anlatan 10 Distopik Kitap

Giderek umutsuzluğun ve karanlığın arttığı dünyamızın ortamı elbette ki bundan çok daha önceleri edebiyatın konusu olmuş ve usta yazarlar unutulmaz distopik kitaplar ile bugünün gelişini bize çok daha önceden haber vermiştir.

İlk kez John Stuart Mill tarafından kullanıldığı iddia edilen “distopya” kelimesi prensip olarak “ütopya” zıttı olarak üretilmiş ve her şeyin en kötü olduğu yer anlamında kullanılmıştır.

Gelecekle ilginizi umutlarınızı yıkacak, kimi yaşanmış, kimi ise yaşanacak olan hikayeleri tamamen kendi tercihlerim doğrultusunda 10 distopik kitabı sizler için bir araya getirdim. Burada amaç herhangi bir sıralama ya da kıyaslama yapmak değil az da olsa edebiyata katkı sağlamaktır.

İşte Günümüzün Karanlık Dönemini ve Çok Daha Fazlasını Anlatan 10 Distopik Kitap;

1# 1984 – George Orwell

Distopik kitapların en çok bilineni hiç kuşkusuz George Orwell’in 1984’üdür. Kitapta süper güçler altında ezilen bir halkın, mahremiyetten uzak, köhne ve çağ dışı şartlarda yaşaması ve devletin her şartta tarihi değiştirerek yaşam şartlarını manipüle etmesi anlatılıyor.

2# Fahrenheit 451 – Ray Bradbury

Kitapların düzenli olarak yakıldığı, itfaiyenin görevinin yangın söndürmek değil kitap yakmak olduğu alternatif bir geleceğin anlatıldığı kitap sorgulayan ve özgür bir adam olmaya çalışan itfaiye eri Guy Montag’ın hikayesi anlatılıyor.

3# Cesur Yeni Dünya – Aldous Huxley

İnsanların sınıflandırıldığı 26. yy Londra’sında geçen kitap kast sisteminin modern bir versiyonu ile gelişen teknolojinin yarattığı ruhsuz, kültürsüz insanların hikayesini anlatmaktadır. Huxley’nin ütopik ve distopik iki kitabını üst üste okumanız kişisel tavsiyemdir.

4# Otomatik Portakal – Anthony Burgess

Filmiyle de adından söz ettiren kitap yakın geleceğin karanlık İngiltere’sinde yaşayan Alex’in davranış deneyi ve sonrasında yaşadığı olayları anlatmaktadır. Devletin birey üstündeki baskısını tüm çıplaklığıyla anlatan kitap felsefi göndermeleriyle de tam bir baş yapıttır.

5# Açlık Oyunları Serisi – Suzanne Collins

Filmlerinden bence çok daha başarılı olan kitap serisi Capitol’ün bolluk, zarafet içindeki sığ yaşamı ile her türlü sınırlama altında baskı gören ve özgürlüklerinin neye bağlı olduklarını anlamaları için Açlık Oyunları’na katılmak zorunda olan işçi sınıfı vatandaşların hikayesini anlatmaktadır. Son dönemin en başarılı distopik eseri olan bu serinin kitapları okunmalı, filmleri izlenmelidir.

6# Biz – Yevgeni Zamyatin

Büyük distopik yazarların öncüsü olan Zamyatin Biz’de kişiselliğin olmadığı, cam fanuslarda, devlet kontrolünde yaşayan insanların hikayesini anlatmaktadır. 26. yy’da geçen romanda insanoğlu kendinden, doğadan, yaşamdan koparılmış adeta birer denek gibi yaşamaya çalışmaktadır.

7# Mülksüzler – Ursula K. Le Guin

Soruların olduğu, yaşamı sorgulatan roman sistem eleştirileri açık yüreklilikte yapmakta ve mantık çerçevesi dahilinde “özgürlük” tanımını okuyucuya tekrar sorgulatacak cesareti vermektedir.

8# Demir Ökçe – Jack London

Teknolojik kısmın yer almadığı, yoksul insanların, ezilenlerin, vahşi kapitalizmin, işçi hareketlerinin ortaya çıkmasındaki ABD’deki oligarşik tiranlığı anlatan faşizmin yıkıcı etkilerini tüm çıplaklığıyla ortaya koymaktadır.

9# Sineklerin Tanrısı – William Gerald Golding

Savaş zamanı ıssız bir adaya düşen çocuk grubunun yaşadığı olaylarla birlikte insan doğasının ve bu doğanın karanlık yanlarını betimleyen roman iyi ile kötü arasındaki bitmeyen kavgayı değişik bir yolla işliyor.

10# Swastika Geceleri – Katharine Burdekin

En önemli feminist roman olarak da kabul edilen Swastika Geceleri faşisizmin tehlikelerini anlatan, erkekliğin ve hainliği statü olduğu bir dönemde kadınların aşağılanan haklarını konu edinmektedir.