Girişimcilik Ekosistemiyle İlgili Mükemmel Bir Yazı: Start-up’çılık Oynamak!

Start -up
Girişimcilik ekonomi için önemli konulardan biridir. Bunu red etmek mümkün değildir. Özellikle yazılım gibi giriş bariyerinin düşük olduğu bir iş modelinde çok hızlı başarıya ulaşmak, dünyadaki örneklere baktıkça heyecanlanmamak mümkün değildir. Google, Facebook derken herkesin Start-up olası gelir.

Yanılsama
Start-up’ların başarı oranı çok düşüktür. Eğer tutkunuz yoksa, kaybetmeyi göze alamıyorsanız. Start-up dipsiz bir kuyudur. Bu iş sadece para için yapılacak bir iş değildir. Eğer hedefiniz para ise milli piyango bileti daha iyi bir tercih olabilir. Bana Yemek Sepeti demeyin, lütfen hikayelerini okuyun. Elbette olmaz demiyorum ama şirketi kurdum milyonlar geliyor rüyasını unutun !

Yatırım
Yatırım alırsanız ki Türkiye’de hiç kolay bir süreç değildir, sadece fikir ile almanız çok küçük bir ihtimaldir. Lütfen yatırım parasını size verilen bir ikramiye gibi düşünmeyin. Bu yatırım size değil şirkete yapılır. Ve belki dışarıda çalışırken alacağınızdan çok daha düşük bir maaş alırsınız. (Hiç almayanlar da var o ayrı.)

Fikir
Müthiş bir fikriniz var ve bunu kimse yapmamıştır. Bu çok düşük bir ihtimal olmakla birlikte elbette mümkündür. Ama eğer böyle bir fikriniz varsa yatırımı Türkiye’de aramayın, atlayın uçağa gidin SF’ya. Türkiye’de niye yatırım aramayın? Udemy’inin geçmişini araştırın anlarsınız. Türkiye’de yapılan yatırımlara yakından bakın anlarsınız.

Angel
Melek yatırımcılar çoğunlukla melek değildirler. Özellikle ülkemizde çok küçük paralarla çok şey yapmak isterler. Hepimiz gibi aşırı fırsatçıdırlar. Girişimci hızlı zengin olmak ister ama melek yatırımcı daha da hızlı zengin olmak ister. 15 -20 paralı arkadaş melek yatırımcı olup, kurbanlık danaya girer gibi yatırım yaparlar. Bu bir noktaya kadar normal olsa da, bu parayı gayrimenkule yatırsam daha iyi olur diye düşünen bir anlayış bizi bir yere götürmez.

Kurumsal Müşteri
Eğer bir Start-up’sanız kurumsal müşteriye ulaştığınızda heyecanlanırsınız. Kurumsal müşteriler ise start-up’ı bedava çalıştırılacak ekip olarak görürler. İlk önce ürününüzü incelerler sonra şunlarda olsa iyi olur derler. Bir süre sonra sizi parasız çalıştırılan zeki gençler olarak kabul etmeye başlarlar. Her departman müdürü farklı bir istekle size gelir ve proje sizin hayal ettiğiniz yoldan çıkabilir. Elbet müşteriyi dinlemek önemlidir ama eğer projeniz harika diye başlayıp, şunları da bir yapın, deneyelim beğenirsek bakarız diyen, konuyla derinlikli olarak ilgilenmeyen müşteri adaylarınız varsa ciddi bir tuzağa düşüyor olabilirsiniz.

Start-up’çılık Oynamak
Start-up işsiz kaldığınızda yapılacak bir aktivite değildir. Start-up ücretsiz iş yapan arkadaş grubu değildir. Mutlaka fırsat maliyetini düşünün. Yatırım almak için iş yapmayın. İnanmadığınız bir ürünü sadece ürün olsun diye çıkarmayın. İlk olmak önemli gibi görünse de aslında başarılı olanlar çoğunlukla ilk yapanlar değildir.

Kararlarınız net olsun. Kaybederseniz de onlarla kaybedin.

İyi yazılımcı, tasarımcı, mühendis olabilirsiniz başarınızla bunun bir ilgisi yoktur. Bazen doğru zamanda doğru yerde olmak ile olmamak arasında çok büyük fark olabilir.

Uzun lafın kısası tutkulu bir fikriniz ve bunu yapabilecek potansiyeliniz varsa girişimcilik çok zevkli olabilir. Ama biz de yaparız abi mantığı, size Start-up’çılık oynatır. Yatırımcı, müşteri arasında kendi hayalinizden çıkıp mutsuz olursunuz.

Sonuç olarak Samuel Beckett’en bir alıntı ile bitirmek istiyorum.

“Hep denedin, hep yenildin. Olsun. Gene dene, gene yenil. Daha iyi yenil.”

Kaynak: Aydin Ozcekic