Connect with us

KÜLTÜR

1835 Büyük Ay Dolandırıcılığı

Düşünün… Takvimler 1835 yılını gösteriyor. İnternet yok, televizyon yok, hatta radyo bile yaygın değil. İnsanlar haberleri gazetelerden öğreniyor ve gazete ne yazarsa, o %100 gerçek sanılıyor. İşte tam bu ortamda, tarihin belki de en yaratıcı ama en komik yalanlarından biri patlıyor: “Ay’da yaşam var!”

Ama öyle böyle bir yaşam değil…
Ay’da tek boynuzlu, kanatlı, yarasa gibi insanlar; mavi tüylü keçiler; gökyüzüne uzanan kristal ormanlar… Hatta tapınak inşa eden uzaylılar bile var!
Ve bütün bunlar, dönemin en saygın gazetelerinden biri tarafından, hem de “bilimsel keşif” diye duyuruluyor.

Olay Nasıl Başladı?

Olayın fitilini ateşleyen gazete, dönemin popüler yayını The Sun (New York). Gazetenin editörleri, satışları artırmak için sansasyonel bir fikir ararken, dönemin astronomi merakını fırsata çeviriyorlar.
İşte o zaman sahneye giren kişi: Richard Adams Locke. Kendisi gazeteci, ama aynı zamanda bilim kurgunun atalarından sayılabilecek bir hayal gücüne sahip. Locke, insanların Ay’da yaşam olup olmadığı konusundaki merakını biliyor ve “hadi bunu biraz süsleyelim” diyor.

Plan basit:

  • Uydurma bir bilim insanı veya gerçek birinin ismi kullanarak güvenilirlik yarat.
  • Ay’da keşif yapıldığını iddia et.
  • Bu keşifleri “bilimsel gözlemler” gibi yaz.
  • Okuyucular “Vay anasını! Demek ki Ay’da gerçekten canlılar varmış!” desin.

Dr. John Herschel ve Sahte Bilim

Locke, dönemin ünlü astronomu Sir John Herschel’i hikâyeye dahil ediyor. Gerçek hayatta Herschel gerçekten Güney Afrika’da teleskopla gözlemler yapıyor, ama haberlerden haberi yok.
Gazete, Herschel’in devasa yeni bir teleskop icat ettiğini ve bu sayede Ay yüzeyini hiç olmadığı kadar net gördüğünü iddia ediyor.

Sonraki adım? Hayal gücünü coşturmak!

Advertisement

The Sun gazetesi, arka arkaya 6 gün boyunca şu “keşifleri” yayınlıyor:

  • Ay’da mavi tüylerle kaplı, keçiye benzeyen otçullar yaşıyor.
  • Kristal ormanlar var, ağaçlar şeffaf ve ışıl ışıl parlıyor.
  • Göl kenarında flamingolara benzeyen dev kuşlar geziyor.
  • Ve en bomba kısım: Tek boynuzlu yarasa kanatlı insanlar! (Evet, hem unicorn hem yarasa.) Bunlar hem uçabiliyor hem de “yüksek zekâya sahip” bir medeniyet kurmuş.

Hatta bu “yarasa insan” topluluğunun tapınak inşa ettiği, sosyal hayatlarının olduğu, birbirleriyle konuşabildiği bile yazılıyor.

Halk Ne Yaptı?

Şimdi “ya kardeşim, bu nasıl inanç?” diyebilirsiniz ama unutmayın: O dönem teleskop görüntülerini doğrulama şansı yok. NASA yok, Ay’a giden insan yok.
Gazetede “bilim insanı söyledi” diye yazıyorsa, %100 doğrudur mantığıyla çalışıyor sistem.

Sonuç? Gazete satışları patlıyor. The Sun tarihteki en yüksek tirajına ulaşıyor. İnsanlar sokakta birbirine “Ay’da yarasa adamlar varmış, duydun mu?” diye anlatıyor.
Bazı kiliseler, “Ay’daki kardeşlerimiz için dua” bile ediyor.

Bilim Dünyası Ne Dedi?

İşin komik yanı, olay bilim dünyasında da tartışılıyor. Bazı bilim insanları, “Olabilir, teleskoplar gelişiyor” diyerek ihtimali reddetmiyor.
Ama işin uzmanları, bu hikâyelerin uydurma olduğunu kısa sürede fark ediyor. Çünkü Ay’ın yüzeyinde böyle canlıların yaşayabilmesi için atmosfer olması gerektiğini biliyorlar — ki yok.

Advertisement

Yine de, haberin yalan olduğu hemen ortaya çıkmıyor. The Sun bu sayede haftalarca gündemde kalıyor.

Yalan Nasıl Ortaya Çıktı?

Bir süre sonra diğer gazeteler, bu hikâyenin gerçek olamayacağını yazmaya başlıyor. Herschel’in çevresinden de “Böyle bir gözlem yapılmadı” açıklaması geliyor.
En sonunda Locke, bu hikâyeyi bilimsel abartının ve sahte haberlerin ne kadar kolay yayılabileceğini göstermek için yazdığını itiraf ediyor.
Ama itiraf geldikten sonra bile, bazı insanlar “Ama belki de gerçekten gördüler, sonra üstü kapatıldı” diyerek inanmaya devam ediyor. (K complo teorisi ruhu o zaman da varmış.)

Bu Hikâyeden Çıkarılacak Dersler

1835 Büyük Ay Dolandırıcılığı bize birkaç önemli şey öğretiyor:

  1. İnsanlar inanmak istediklerine kolayca inanır. Özellikle de merak uyandıran, fantastik bir hikâyeyse.
  2. Medya gücü çok büyük. Doğru kullanılırsa bilgi yayar, yanlış kullanılırsa koca bir toplumu kandırabilir.
  3. Teyit mekanizması şart. O zamanlar yoktu, şimdi internet var ama hâlâ “fake news” yaşıyoruz.
  4. Yarasa adamlar hâlâ havalı bir fikir. (Marvel duysa hikâyeyi film yapar.)

SEO Uyumlu Ekstra Bilgiler (Meraklısına)

  • Tarih: Olay 25-31 Ağustos 1835 arasında yayınlandı.
  • Yer: New York, ABD.
  • Fail: Richard Adams Locke, The Sun gazetesi editörü.
  • Kurban: Halkın saf merakı.
  • Sonuç: Gazete tiraj rekoru, tarihe geçen en ünlü basın dolandırıcılığı.
  • Etki: Yüzyıllar sonra bile “Ay’da yaşam var” efsanesine referans veriliyor.

Son Söz

Bugün bu hikâye bize komik geliyor olabilir. Ama 200 yıl sonra belki bizim bazı “bilim haberlerimiz” de bugünkü insanlar gibi kahkahalarla anılacak.
Belki de 2025’te “Mars’ta pizza bulundu” haberine gülen torunlarımız, “1835’te Ay’da yarasa adamlar var sanmışlar” diye bize bakacak.

Ama kabul edelim… Ay’da unicorn-yarasa karışımı bir uygarlık fikri hâlâ kulağa fena gelmiyor.

Advertisement

The Geyik sitesinden daha fazla şey keşfedin

Subscribe to get the latest posts sent to your email.

Bunları da sevebilirsin