Pandemide Çalışanına Destek Olan Firmalar Gelecekte Bunun Faydasını Görecek

Pandemi nedeni ile değişen iş yapış şekilleri, giderek normalleşme eğilimi gösteriyor. Ancak bundan sonra iş dünyasında hiçbir şeyin eskisi gibi olmayacağı da kabul gören bir diğer gerçek. Great Place to Work Enstitüsü, yeni normalleşme döneminde çalışanlarla ilgili en önemli dört konuyu açıkladı.

Resmi kurumlar tarafından son dönemde yapılan açıklamalar, normalleşme eğiliminin arttığını gösteriyor. Ancak bu yeni döneme nasıl başlanacağı da merak konusu. Yeni iş modelleri nasıl gelişecek, işletmeler bu döneme nasıl hazırlanacak, çalışanlarına neler sunacak gibi birçok soru bu dönemde net cevaplar kazanmış değil. Çalışanlara çalışılabilir bir iş yeri ortamının sadece yüz siperliği, el dezenfektan istasyonları gibi zorunlu önlemleri sunarak sağlanması mümkün görünmüyor. Bu konuda iş yerlerine düşen görevlerin başında güven ortamı yaratmak bulunduğuna işaret eden Great Place to Work, sahip olduğu küresel deneyimle, böylesi bir dönemde çalışanlarla koordine edilmesi gereken en önemli dört konuyu belirledi.

1- Çalışan aidiyeti ve kurum kültürü

Çalışanlarınız iş arkadaşlarından ihtiyaç duydukları desteği alabiliyor mu? Kendilerini yalnız mı hissediyor, iş arkadaşları ile bu dönemde sosyal bağlantıları nasıl devam etti? Bu sorulara verilecek olumlu yanıtlar, işe giriş döneminde çalışanların önlemleri uygulamada birbirlerine destek olacağını gösterecek. Birbirleriyle sosyal bağlantısı ve arkadaşlık bağı olan çalışanlardan oluşan bir ekip, normale dönüş yolculuğunda birbirlerine rehberlik ederek işletmenin performansını gözetecek.

2- Çalışan ihtiyaçlarına yönelik fazladan kaynak yaratmak

Çalışanların yaşanan dönemden kaynaklanan doğal endişelerinin giderilmesi, iş dışında da kendilerine yaratılacak yeni kaynaklar ve gösterilecek desteklerle güçlendirilmeli. Çalışanların iş dışındaki sorumlulukları sorgulanmalı, önümüzdeki birkaç ay içerisinde ne tür güvencelere ihtiyaç duydukları ve ailelerinin bakımı ile ilgili endişeleri de göz önünde bulundurularak, bu alanlarda yaratılacak kaynaklarla çalışanlara destek sağlanmalı.

3- Güven duygusu ve şeffaflık

Çalışanlar, güvende olacakları araçlara sahip olduklarını hissetmeliler. Bunu hissettirmenin yolu ise liderleri ile yapacakları iletişimle mümkün. Liderlerinin kararlarına ve yeteneklerine güven duyan çalışanlar, onların mesajları ve geri bildirimi ile daha iyi performans gösterir ve aidiyetleri artar. Çalışanlar, liderleri ile sırt sırta verdiklerinden şüphe etmemeli. Bunu sağlamanın yolu, yönetimin çalışanlarla açık iletişim kurmasından, karar süreçlerine onları dahil etmelerinden geçer. Yönetime olan güveni ve netliği ölçmek, firmaları bu dönemde ileriye taşıyacak önemli bir faktördür.

4- Fikir paylaşımı ve aktif iletişim

Çalışanlar yeni döneme uyum sürecine etki mi ediyor yoksa başlarına gelenlere uyum mu sağlıyor? Şirketler içinde bulunduğumuz pandemi döneminin zorluklarıyla mücadele ederken, çalışanlarının da mücadelede etkin olarak yer almasını sağlamalılar. Çalışanlar, günün getirdiği yeniliklere uyum sağlamanın yanı sıra, alternatif yeniliklerin geliştirilmesinde de fikirleriyle süreçlere dahil olmalılar. Süreçlere etki edebilen ve süreçler üzerinde kontrol sahibi olan çalışanlar, değişime uyum sağlamada hız kazanacaklar. Ayrıca çözümün parçası olduklarını hissettiklerinde yöneticilerine olan güvenleri de artmış olacak. Çalışanlarıyla bu türlü bir iletişim kurabilen şirketler, pandemi sürecinden çıkışta zorluk yaşamayacaklar.


Great Place to Work® hakkında:

Great Place To Work® Enstitüsü, kurum kültürü konusunda uzmanlaşmış, 5 kıtada ve 60’tan fazla ülkedeki ofisiyle sektör ayrımı olmadan tüm ölçeklerdeki şirketlere mükemmel iş yerlerini inşa etmeleri, geliştirmeleri konusunda destek veren bir araştırma ve danışmanlık kurumudur. Great Place to Work®, 30 yılı aşkın süredir dünya çapındaki en iyi işverenleri belirlemekte ve sonuçlarını kamuoyu ile paylaşmaktadır. En İyi İşverenler listeleri, işveren markasının duyurulması ve güçlendirilmesi için şirketler tarafından tercih edilen ve kabul görmüş bir araştırmadır. Enstitü’nün her yıl 7 bine yakın işletme ve 16 milyondan fazla çalışanı dahil ettiği analizleri, kurum kültürü alanında dünyada gerçekleştirilen en geniş çaplı araştırma olma özelliğini taşımaktadır.