DİZİ - FİLM

Sinema Tutkunlarının Kaçırmaması Gereken En İyi Post Apokaliptik Filmler

Dünya yok olmuş, şehirler yıkılmış, medeniyet çöküşe geçmiş… Ama insanlar hayatta kalmak için hâlâ savaşta! Post-apokaliptik filmler, bizleri insanlığın son demlerine götürürken, bir yandan da hayatta kalma içgüdümüzü sorgulatır. Kimi zaman zombi istilası, kimi zaman nükleer savaş, bazen de kıyamet sonrası kuralsız bir dünya… İşte sinema tarihine damgasını vurmuş, mutlaka izlenmesi gereken en iyi post-apokaliptik filmler!

1. Mad Max: Fury Road (2015)

Yönetmen: George Miller
Bu film sadece bir kıyamet sonrası hikâye değil, adeta görsel bir sanat eseri. Çılgınca aksiyon sahneleri, distopik atmosferi ve feminist yaklaşımıyla hem sinemaseverleri hem de eleştirmenleri büyüledi. Charlize Theron’un canlandırdığı Furiosa karakteri, güçlü kadın figürleri arasında artık bir ikon. Tom Hardy’nin sessiz ama etkili Max karakteriyle oluşturduğu kimya ise takdire şayan.

Neden izlemelisiniz?
Çünkü Mad Max: Fury Road, kıyamet sonrası kaosu tüm hızıyla yaşatan ve durmaksızın akan sahneleriyle sizi koltuğunuza mıhlıyor.

2. The Road (2009)

Yönetmen: John Hillcoat
Cormac McCarthy’nin Pulitzer ödüllü romanından uyarlanan bu film, kıyamet sonrası Amerika’da geçen karanlık ve iç burkan bir hikâyeyi konu alıyor. Viggo Mortensen’in canlandırdığı bir baba ve oğlunun hayatta kalma mücadelesi, post-apokaliptik türdeki en duygusal örneklerden biri.

Neden izlemelisiniz?
Çünkü bu film, yıkımın ortasında insan kalabilmenin ne kadar zor ama önemli olduğunu tüm çıplaklığıyla anlatıyor.

3. Children of Men (2006)

Yönetmen: Alfonso Cuarón
Dünya artık çocuk doğuramıyor. İnsanlık yavaş yavaş tükeniyor. Ama bir gün bir kadın hamile kalıyor… Film, sadece bir kıyamet senaryosu değil, aynı zamanda politik ve toplumsal bir hiciv. Clive Owen’ın başrolde olduğu film, atmosferi, senaryosu ve uzun plan çekimleriyle başyapıt niteliğinde.

Neden izlemelisiniz?
Çünkü insanlık umudunun ne kadar kırılgan ve değerli olduğunu gösteren eşsiz bir eser.

4. I Am Legend (2007)

Yönetmen: Francis Lawrence
Will Smith’in tek başına devleştiği bu film, virüsün yok ettiği bir dünyada geçen yalnızlık ve mücadele öyküsünü anlatıyor. New York’un boş sokaklarında köpeğiyle dolaşan bir adam… Hem duygusal hem de gerilim dolu sahneleriyle unutulmazlar arasında.

Neden izlemelisiniz?
Çünkü modern şehirlerin terk edilmişliğini bu kadar çarpıcı şekilde veren başka bir film yok.

5. Snowpiercer (2013)

Yönetmen: Bong Joon-ho
Küresel ısınmaya karşı yapılan deneyin felakete dönüşmesiyle dünya buz çağına girer. Hayatta kalan insanlar bir trende sınıf sistemi içinde yaşamaya zorlanır. Kapitalizm eleştirisi, sınıf çatışmaları ve çılgın görselliğiyle izleyiciyi düşünmeye zorlayan bir yapım.

Neden izlemelisiniz?
Çünkü sadece kıyamet sonrası değil, sosyal adalet ve eşitlik kavramlarını da sorgulatıyor.

6. 28 Days Later (2002)

Yönetmen: Danny Boyle
Bir virüs salgını İngiltere’yi yok eder ve insanlar zombimsi yaratıklara dönüşür. Korku, gerilim ve hayatta kalma mücadelesinin en iyi örneklerinden biri. Filmdeki boş Londra sahneleri, karantinayı hatırlatan tüyler ürpertici görüntülerle dolu.

Neden izlemelisiniz?
Çünkü gerçekçi anlatımı ve düşük bütçeli ama etkileyici atmosferiyle türün sınırlarını zorlayan bir film.

7. A Quiet Place (2018)

Yönetmen: John Krasinski
Dünyayı ele geçiren yaratıklar sese duyarlıdır ve en ufak bir gürültü ölüm demektir. Bu yüzden hayatta kalanlar tamamen sessiz yaşamak zorunda. Emily Blunt ve John Krasinski’nin başrolde olduğu film, sizi soluksuz bırakacak türden.

Neden izlemelisiniz?
Çünkü sessizlik hiç bu kadar gergin olmamıştı. Gerilim sinemasında çıtayı yükseltiyor.

8. The Book of Eli (2010)

Yönetmen: Albert ve Allen Hughes
Denzel Washington’ın başrolünde olduğu filmde, dünyada medeniyet çöküşe uğramıştır ve kutsal bir kitabın bilgisi her şeyden daha değerlidir. Eli, bu kitabı korumak ve doğru yere ulaştırmak için amansız bir yolculuğa çıkar.

Neden izlemelisiniz?
Çünkü aksiyonun ötesinde, inanç ve maneviyat temalarını ustalıkla işliyor.

9. Wall-E (2008)

Yönetmen: Andrew Stanton
Pixar yapımı bir animasyon ama listede olmayı fazlasıyla hak ediyor. İnsanlar dünyayı çöplüğe çevirmiş ve terk etmiştir. Geriye sadece bir temizlik robotu kalır: Wall-E. Ama sonra başka bir robotla tanışır…

Neden izlemelisiniz?
Çünkü çocuklar kadar yetişkinlere de mesaj veren, çevre sorunlarına vurgu yapan sıcak ve düşündürücü bir hikâye.

10. The Platform (2019)

Yönetmen: Galder Gaztelu-Urrutia
Distopik bir hapishane… Her katta insanlar var ve yukarıdan aşağıya yemek geliyor. Üst katlar doyarken alt katlar açlıktan kırılıyor. Kapitalizme, sınıf ayrımına ve insan doğasına dair sarsıcı bir alegori.

Neden izlemelisiniz?
Çünkü kıyamet bazen dış dünyada değil, insanın içinde başlar.

Bonus: Love and Monsters (2020)

Eğlenceli, umut dolu ama bir o kadar da tehlikeli bir dünya… Dev canavarlar yüzünden saklanarak yaşayan insanlar ve aşkı için dışarı çıkmaya cesaret eden bir genç. Farklı bir tonda post-apokaliptik film arayanlar için birebir.

Son Söz: Kıyametten Sonra Ne Kalır?

Post-apokaliptik filmler bize sadece “dünya sonu”nu değil, insan doğasını, umutları, korkuları ve değerlerimizi gösterir. Kimimiz zombilerle savaşmak ister, kimimiz sadece hayatta kalmak. Ama her bir film, bize şu soruyu sormaktan geri kalmaz: