LİSTELER
Misafirlikte Asla Bitmeyen 11 Kibar Kriz
Türk misafirliği dünyanın en sıcak, en samimi ama aynı zamanda en gerilim dolu diplomatik deneyimlerinden biridir.
Kapıdan girerken gülümseriz, çıkarken şeker krizi geçiririz.
Her şey “ay ne güzel geldiniz” ile başlar, “aman daha erken” cümlesiyle bitmez.
Ama o arada yaşanan küçük nezaket savaşları… işte orada tam bir sosyal mayın tarlası vardır.
Buyur, misafirlikte asla bitmeyen 11 kibar kriz 👇
☕ 1. “Bir şey içer misin?” – “Yok yok, zahmet etme.” Krizi
Türk toplumu olarak bu diyalogda asla dürüst olamıyoruz.
Ev sahibi “bir şey içer misin?” derken gerçekten sormaz, içmen gerektiğini ima eder.
Misafir “yok” der ama aslında “çay olsa içerim” demek ister.
Sonuç:
Üç tur teklif, iki kere “ayıp olmasın” ve sonunda 95 derece sıcaklıkta bir çay.
🍽️ 2. “Bir tabak daha al” – “Yok doydum.” Gerilimi
Bu, misafirliğin sofradaki güreş müsabakasıdır.
Ev sahibi “bir tabak daha al” dedikçe misafir “yok, vallahi doydum” der.
Ama çatalla pilav karıştırırken göz bir dolma daha keser.
En sonunda ev sahibi tabağa sessizce doldurur ve “bir şey değil” der.
Misafir yenik ama mutlu.
🧁 3. Tatlı krizinin sonsuz döngüsü
Misafir: “Tatlı getirdik.”
Ev sahibi: “Ay niye zahmet ettiniz?”
Misafir: “Olur mu öyle şey, elimiz boş gelinmez.”
Ev sahibi: “Ayy bir dahakine hiç getirmeyin.”
Ama içten içe “iyi ki getirmişler, ben unuttum tatlıyı” diye düşünür.
Tatlı ısıtılır, 7 kişi 3 dilim yer, gerisi dolaba kaldırılır.
🧦 4. Terlik krizi
Misafire verilen terlikler genelde iki seçeneklidir:
- Ya iki numara küçük ve parmakları sıkıştırır.
- Ya da iki numara büyük ve adım atarken “fiiiu” sesi çıkarır.
Yine de herkes kibarca “rahatmış bunlar” der.
Ev sahibi ise “o terlik 2012 misafiri, idare et” bakışı atar.
🪑 5. “Yok ben ayakta iyiyim.” gerilimi
Biri illa ki ayakta kalır.
Ev sahibi: “Otur otur, ne ayakta kaldın.”
Misafir: “Yok yok rahatım.”
Ama o sırada içerden sandalye aranır, sandalye bulunamaz, herkes birbirine “boş sandalye var mı?” bakışı atar.
Sonuç: misafir diz çökmüş halde kek yerken gülümser.
📱 6. “Telefonunu şarja tak istersen” – “Gerek yok.” oyunu
Misafir aslında %3 şarjla yaşar ama kablo istemez, ayıp olur diye.
Sonra gizlice Instagram’a bakar, %1’e düşer,
“Galiba kapanacak” diyerek sessizce panikler.
Ev sahibi “benim kablo iPhone değil ama uyar belki” diye teknolojik destek sunar.
🕒 7. “Otur biraz daha” – “Yok geç oldu” krizi
Türk misafirliği asla zamanında bitmez.
Ev sahibi “ne acelen var” der, misafir “sabah erken kalkacağım” der.
Ama bu diyalog en az 20 dakika sürer.
Tam kalkarken bir “kahve içmeden bırakmam” cümlesi gelir,
ertesi sabah işe uykusuz gidilir ama herkes kibar kalır.
🧃 8. İçecek seçimi labirenti
Ev sahibi: “Ne içersin? Kola, meyve suyu, ayran?”
Misafir: “Farketmez.”
Ev sahibi: “Ama bir şey söyle, ben mutfağa boşuna gitmeyeyim.”
Misafir: “Sen ne varsa ondan getir.”
Sonuç: Yanlış içecek gelir ama herkes gülümser.
Çünkü Türkiye’de “farketmez” genelde “çay istiyorum ama utanıyorum” anlamına gelir.
🎁 9. Getirilen hediyenin hemen açılmaması krizi
Misafir çikolata getirir, ev sahibi hemen açmaz.
Çünkü “ayıp olur” kültürü.
Ama herkesin gözü pakette: “Acaba ne getirdi?”
Misafir gider gitmez paket açılır, çikolata bir hafta sonra başka bir misafire “biz de size küçük bir şey getirdik” diyerek geri döner. 🍫
🪞 10. “Ev çok güzel olmuş” – “Yok canım ne güzelliği”
Tam bir mütevazılık düellosu.
Misafir: “Salon harika olmuş.”
Ev sahibi: “Yok canım, daha perdeyi bile değiştirmedim.”
Ama o perde 3 gün önce alınmıştır.
Misafir de boş kalmaz: “Bizim orada o modeli bulamadık zaten.”
Sonuç: Kibar gülümsemelerle dolu pasif agresif bir mutluluk tablosu.
🚪 11. “Yine bekleriz” – “Kesin geliriz” yalanı
Misafirliklerin en tatlı final sahnesi.
Ev sahibi: “Yine bekleriz.”
Misafir: “Kesin geleceğiz.”
Ama herkes bilir ki, o plan en erken 8 ay sonra gerçekleşir.
Yine de herkes memnundur; çünkü Türk misafirliğinde sözler değil, niyetler önemlidir.
🎬 Sonuç:
Misafirlik aslında bir tür kültürel tiyatrodur.
Herkes rolünü ezbere bilir, ama yine de sahne her defasında keyiflidir.
Biraz abartı, biraz samimiyet, biraz da “ayıp olmasın” duygusuyla örülmüş bu ritüel,
bizi biz yapan en tatlı krizlerden biridir. ❤️
The Geyik sitesinden daha fazla şey keşfedin
Subscribe to get the latest posts sent to your email.
-
POPÜLER GEYİKLER6 ay ago
Kanada’ya Yerleşen İzmirli’nin Günlüğü
-
MÜZİK6 ay ago
Instagram Reels’te En Çok Kullanılan 20 Şarkı
-
TARİH5 ay ago
Bir Adalet Hikayesi: Fatih Sultan Mehmet Han’ın Yargılanması
-
KÜLTÜR2 ay ago
Floransa Sendromu: Sanata Fazla Maruz Kalmanın Tatlı Sarhoşluğu
-
KÜLTÜR2 ay ago
1919 Boston Pekmez Felaketi
-
KOMİK2 ay ago
Kahve Bağımlılarının Sabahları Yaşadığı 9 Evrensel Duygu
-
KÜLTÜR2 ay ago
Alice Harikalar Diyarında Sendromu Nedir?
-
KÜLTÜR2 ay ago
Filmlere Konu Olan Enfield Poltergeist Vakası: Gerçek mi, Efsane mi?
-
KÜLTÜR2 ay ago
1835 Büyük Ay Dolandırıcılığı
-
DİZİ - FİLM6 ay ago
Tutku, Aşk ve Şehvet Sevenlerin Beğeneceği 15 İzlenesi Film
-
DİZİ - FİLM2 ay ago
Quentin Tarantino, Filmini Neden İptal Ettiğini Açıkladı
-
TARİH2 ay ago
Dünyanın En Kısa Savaşı: 40 Dakikada Biten Savaş
-
DİZİ - FİLM2 ay ago
Joffrey Rolünü O Kadar İyi Oynadı Ki Oyunculuğu Bırakmak Zorunda Kaldı
-
POPÜLER GEYİKLER2 ay ago
Pokémon Karakterlerinin Gerçek Hayvanlardan Esinlendiğinin 25 Kanıtı
-
KOMİK4 ay ago
Arkadaşlarıyla Age Of Empires Oynamaya Giden Gencin Komik Hikayesi
-
POPÜLER GEYİKLER3 ay ago
Modern zamanın hastalığı: Kaliforniya Sendromu
-
POPÜLER GEYİKLER3 ay ago
1981 – 1986 Yılları Arasında Doğmuş Efsanevi Nesil
-
DİZİ - FİLM4 ay ago
Gerçek Hayattan Uyarlanmış En İyi Filmler
-
HAYATTAN HİKAYELER3 ay ago
Bu Hikayeyi Hollywood Bile Yazamazdı: 30 Yıl Boyunca Aynı Güne Uyandı
-
TEKNOLOJİ2 ay ago
Akıllı Cihazlar Evi Dinliyor Mu?
You must be logged in to post a comment Login