İzleyenleri Ağlatan 10 Yerli Aşk Filmi

Sinemamızın 100. yılını kutladık. Bu yüz yılllık serüvende geçmişten günümüze bizleri oyunculuklarıyla konularıyla müzikleriyle etkileyen bu filmlerden liste yaparken hayli zorlandığımı itiraf etmem gerek. Kaliteli yerli aşk filmi çekmek zor iş. Hepsi birbirinden güzel bu sinema filmlerine yenilerinin ekleneceğini bilmenin keyfiyle işte listemiz;

Selvi Boylum Al Yazmalım

Başyapıtlarımızdan biri sayılan, Cahit Berkay’ın bestelediği müziğiyle yüreklerimize dokunan ‘Selvi Boylum Al Yazmalım’ şüphesiz ki listenin olmazsa olmazlarından. Başrollerini Türkan Şoray ve Kadir İnanır’ın paylaştığı film İstanbul’dan köye gelen bir kamyon şöförünün köyde yaşayan Asya’ya olan aşkını konu alıyor. Filmin sonunda Asya’nın kararıyla bizi şaşırtan film ‘Sevgi emektir.’ mottosunu da akıllarımıza kazımış oldu.

Ağır Roman

Romandan uyarlanan film,hem heteroseksüel hem homoseksüel aşkı hem o dönemde ki suç dünyasını bize öyle bir yansıtıyor ki bizi duygudan duyguya sürüklüyor. Döneminin en cesur filmlerinden olan Ağır roman; Okan Bayülgen, Müjde Ar, Şavaş Dinçel gibi isimlerle can buluyor. Mahalle kabadayısına aşık eşçinsel bir arkadaş,hayat kadınına aşık bir mahalle kabadayısı ve mahalleyi haraca bağlayan yeni bir kabadayıyla nabzı hiç düşmeyen film,gözyaşlarımızı tutamadığımız bir sonla bitiyor maalesef.

Issız Adam

Müzikleriyle kalbimize taht kuran bir film daha,Çağan Irmak’ın yönetmenliğiyle, Melis Birkan ve Cemal Hünal’ın performanslarıyla hayat buldu. Kendi restoranını işleten aşçı Alper ve çocuk kostümleri diken Ada’nın aşkı üzerinden bize yanlızlığımızı anlatan film, 2009 Rhode Island Film Festivali’nde (ABD) “En İyi Film Ödülü” alarak bizi gururlandırmasıda ağlatmasının yanında cabası. Duygu yoğunluyla bizi üzerken düşündüren film Türk sineması için bence hayli özel.

Başka Dilde Aşk

Bambaşka bir aşk öyküsü, Başka Dilde Aşk. Mert Fırat‘la can bulmuş işitme ve konuşma engelli bir gençle, Saadet Işıl Aksoyun oynadığı genç kız arasında ki inanılmaz aşkı konu alıyor. İki oyuncu da ödüllük bir performans sergiliyor ve 21. Ankara Film Festivali’nde ödül alıyorlar. Film bu aşkın yanı sıra çağrı merkezi çalışanlarının sorunlarınıda dile getiriyor.

İncir Reçeli

Film içinde fimle yine farklı bir aşk hikayesi anlatıyor İncir Reçeli bize. Halil Sezai’yi daha yakından tanıdığımız filmde oyuncu skeç yazarı bir karakteri canlandırıyor. Daha doğrusu yazdıkları hep reddedilen bir senaristi. Sürekli gittiği barda Duyguyla, Melike Güner ile,tanışıyor onu evine alıyor.Ve hikaye şekillenmeye başlıyor. Bir yandan rahat bir yandan gizemli bir kız Duygu. Hikayesini öğrendiğimizde ise film romantik komediden çıkıp drama doğru yol alıyor. Duygu bizleri gözleri yaşlı bırakıp vefat ediyor fakat aşkları ölümsüzlüğünü koruyor. En azından biz öyle biliyoruz malum İncir Reçeli 2 de geldi.

Aşk Tesadüfleri Sever

Bence ismiyle biraz çelişiyor film. Aşk tesadüfleri sevmiyor, sonu mutlu bitmiyor aşkın. Bu filmin gözyaşlarımı tutamadığım kısmı aşktan ziyade aile çatışmaları oldu. Altan Erkekli gibi usta bir tiyatrocunun o replikleri o müziklerle desteklenince hıçkıra hıçkıra ağladığımı hatırlıyorum. Aşk kısmına gelince Belçim Bilgin ve Mehmet Günsür süslüyor o kısmı. Geri dönüşleriyle filmi canlı tutan çekimiyle kadrosuyla bir hayli keyifli bir film. Mehmet Günsürün o güzelim sesiyle de bu filmde tanıştık. En az film kadar filmle aynı tarihte çıkan soundtrack albümüde güzel. İzlemediyseniz izleyin dinleyin efenim.

Kaybedenler Kulübü

Bir Kadıköylü olarak bayıla bayıla izlediğim film. Hikayesi Kaybedenler Kulübü adlı radyo yayınına dayanıyor malumunuz. Nejat İşler kimsenin okumadığı kitapları basan bir yayınevinin sahibi Kaan’ı, Yiğit Özşener ise plak ve efemera koleksiyoneri bir bar sahibi olan Mete yi canladırmaktadır. Yaptıkları radyo yayını az kitleye hitap etmektedir fakat bu makus talihleri bir süre sonra değişir bu esnada Kaan bir barda Zeynep, Ahu Türkpençe, ile tanışır. Aralarında güzel bir aşk başlar fakat Kaan, Zeynep’in kendini değiştirmeye çalıştığını idda eder ve Zeynep’in Amerikaya taşınmasıyla bu aşka nokta konar. Cinsiyetçilik yaptığı gerekçesiyle Altın Bamya Ödüllerindende nasibini almış bir filmdir Kaybedenler Kulübü. Kim bu Erol Egemen ?
kaybedenler kulübü

Kelebeğin Rüyası

Oscar’a aday adayı olmuş Yılmaz Erdoğan filmi. Gerçek hayat uyarlaması olan film her yönüyle beni gözyaşlarına boğduğunu itiraf etmem gerek. Film Zonguldaklı iki genç şair olan Rüştü Onur ve Muzaffer Tayyip’in hayat hikayesini yansıtıyor. Başrollerini Kıvanç Tatlıtuğ, Mert Fırat, Farah Zeynep Abdullah, Belçim Bilgin gibi güzel bir kadro paylaşıyor. Genç şairlerin öğretmeni Behçet Necatigil‘i de ustalıkla canlandırıyor Yılmaz Erdoğan. Topluma şiiri sevdirmek gibi bir gayeleri olan bu iki gencin hikayeleri,aşkları,dirayetleri insanı umutlandırır nitelikte. Film aşk yahut dram filminin ötesinde o dönemide güzel bir şekilde tüm gerçekçiliğiyle yansıtmıştır. Dönemin yaygın ve ölümcül hastalığı olan veremle baş eden iki gencin hikayesini izlemeden geçmeyin derim.

Bi Küçük Eylül Meselesi

Herşeye sahip zengin şımarık kız,yenetekli fakir çocuk kalıbı olacak diye korktuğum ama beni mükemmel şekilde yanıltan film. Farah Zeynep Abdullah zengin,her şeyi olan bir kadın olan Eylül’ü canlandırıyor filmde. Eylül kendini iyi hissetmediğinden bir şeylerden şüphe duyduğundan Bozcaada’ya gidiyor. Orada hikayemiz netleşmeye başlıyor. Engin Akyürek’in de başrolleri paylaştığı film gerçekten etkliyeci.

 

Unutursam Fısılda

2014’ de gişeye giren film hakkında genel yorumlar iyi. Çağan Irmağın senarist ve yönetmenliğini üstlendiği filmde Hümeyra, Işıl Yücesoy, Farah Zeynep Abdullah, Mehmet Günsür yer alıyor. Kasabaya gelen müzisyenle şarkıcı olma hayallerine yaklaştığını hisseden Hatice’nin hayat hikayesini izliyoruz filmde. Tarıkla olan aşkı ablası Hanifeyle olan çekişmesi ve meladrom sinema tarzıyla içine çekiyor film bizi.