“Richmond Cinayeti” olarak da bilinen Julia Thomas’ın öldürülmesi, Viktorya döneminin en skandal suçu olabilir.
Cani Kate Webster’ın alt sınıfa karşı burjuva sınıfının güvensizliğini arttırığından dolayı, bu olay aynı zamanda gününü en çok temsil eden olaylardan biridir. Viktorya döneminde yaşayanların varlıklı bir kadının kendi hizmetçisi tarafından öldürüldüğünü öğrendiğinde kırılan o bütün monokleleri (göze takılan tek gözlük) bir düşünün.
İki kez dul kalmış Julia Martha Thomas, kocalarından bir miktar servet elde edip Kate Webster adında bir hizmetçi tuttu. Webster bir zamanlar evliydi ve dört çocuğu vardı ancak hepsi öldüğünde yaşlı kadın için çalışmayı kabul etti…
Thomas şiddetli bir öfkeye sahipti ve sıklıkla Webster’i sert bir şekilde azarlardı. Webster işe sarhoş gelmeye başladı, bu şekilde bağırmaları kulak arkası edebildi.
Webster’ın son gününde, perişan hizmetçi dışarı çıktı ve sarhoş oldu. Hizmetçi eve geldiğinde Thomas öfkelendi ve bu öfkeli hakaretler ardından Webster sarhoş haliyle kendisini kaybetti. Ardından Thomas’ın önüne geçerek onu öldüresiye boğduktan sonra merdivenlerden aşağı attı.
Kanıtları ortadan kaldırmak için Webster eski işverenin cesedini kesip kaynattı.
Daha sonra vücut kısımlarını bir kutuya koydu ve bir arkadaşını kutuları Thames nehrine atmaya ikna etti. Kutu er ya da geç bulundu, ancak parçalar öylesine tahrip olmuştu ki insanlar bir kasaba ait fazlalık parçaları olduğunu düşündü.
Webster daha sonra Thomas’ın kıyafetlerini giyerek o gibi davranmaya başladı. Ama komşuları bir gariplik olduğunu anlamaya başladı ve Webster İrlanda’ya kaçmak üzere iken sonunda yakalandı. İlmik boğazına dolandığında, Viktorya halkı suçlunun yakalanmasından büyük bir haz duydu.
Richmond Cinayetiyle ilgili en garip şey ise, Thomas’ın kafasının Thames’e atılan kutuların hiçbirinde olmamasıydı. Öyle ki bu ilginç durum, kadının kafası 2010 yılında David Attenborough’un bahçesinde bulunana kadar sürdü. Hayat garip.
*İçeriğin herhangi bir şekilde kopyalanması halinde yasal işlem başlatılacaktır.
