Nivranar Röportajı

Sosyal medya onu Twitter’dan Nivranar olarak tanıyor, peki gerçek Nivranar kim? İşte Nivranar röportajımız:

İlk olarak seni biraz tanısak? İnternette görünen kimliğinin arkasındaki kişi ne yapar ne eder?

Merhaba. Ben Rana. 2004 yılından beri Psikoloğum. Kanunların izin verdiği ölçüde mesleğimi icra etmeye çalışıyorum. Kadınların yaşı sorulmazmış, o yüzden yaşım konusuna hiç girmeyeceğim. Aslında çok da fazla bir uğraşım yok. Yani çok aşırı ilgi çekici bir insan değilim sanırım. İki kedim var: Mercan ve Lokum. Vaktimin çoğunu onlarla birlikte, evimde geçiriyorum. Herkes kadar sosyal ve yine herkes kadan asosyal biriyim sanırım.

nivranar_foto

Klasik güzel bir soruyla başlamışken bir ikincisi; neden Nivranar?

Neden olmas… ÇAT! Tamam tamam. Ciddiyetle açıklayayım. Nivranar’ın yaptığı çağrışımdan da anlaşılacağı üzere 80’ler çocuğu olan herkes gibi ben de Nirvana hayranıydım. İlk mail adresimi alırken de bu hayranlık kendini gösterdi ve nirvana ile ismimi birbiri içinde eriterek, çok akıllıca olduğunu umduğum “nivrana” kullanıcı adını buldum. Çok heyecanla da kullanmaya başladım. Sonra sonuna o ikinci “r” nasıl ve nereden geldi, bilemiyorum. O kısım biraz bulanık. Bilmiyorum nasıl olmuş? Siz ne dersiniz?

nivranar

Yazdıklarından da gördüğümüz üzere mizah anlayışı pek yüksek birisin. Peki bir şekilde bunları internette paylaşman nasıl oldu? Tamamen can sıkıntısı mı, yoksa belki birileri sever okur düşüncesi geçti mi aklından?

Günlük hayatımızda, arkadaş çevrem içinde mizah her zaman çok önemli bir yere sahip olmuştur. Yakın arkadaşlarım arasında bazılarının pek de anlamlandıramayacağı türden bir mizah anlayışımız vardı hep. Özellikle ben mizahi jargon ve kelimelerle oynama konusuna oldukça takık olmuşumdur. Buradan yola çıkarak sosyal paylaşımlarımız içinde de kendiliğinden mizahi bir dil şekillendi. Yani aslında “aman komik yazayım da herkes beni komik sansın” gibi bir amacım hiç olmadı. Bu benim için arkadaşlarımla bir şeyler paylaşmanın eğlenceli yolu olmuştur çünkü hep. Mizah işleri kolaylaştıran, sadeleştiren ve hatta hızlandıran bir yoldur. Tabi akıllıca kullanılırsa. Belki bu noktada şanslıydım çünkü çok akıllı insanlarla arkadaşlık ediyorum. Onlarla kullandığımız akıcı dil sesimi duyurmama yardımcı olmuştur belki. Mesela aslında sadece eşim dostum girip okusun diye bir blog tutmaya başlamıştım yıllar önce, şu an sosyal medya içinde şekillenen rolüm nedeniyle o blog, hayatımda yüzünü görmediğim bir çok kişiyi yakın çevreme dahil etmemi sağladı. Twitter ise anlık paylaşımlar yapabileceğiniz mikro bir blog olduğu için başta bahsettiğim mizahi dilin büyük kitlelerce tanınmasını hızlandırdı. Yani buna başarı diyorsanız, bu başarı sadece bana ait değil özet olarak.

Senin beğendiğin, takip ettiğin birileri var mı sosyal medyada?

En beğendiğim isim tabi ki de yukarıda bahsettiğim akıllı arkadaşlarımdan biri olan @ege_bamyasi. Sonra yine twitter’dan @burusvilis, @mesutbahtiyar ve @beyinsiz_adam. bu isimlerle de günlük hayatımda yürüttüğüm güzel arkadaşlıklarım var.