Konuşurken Aynı Anda Göz Teması Kurmak Neden Zordur?

Birisinin sizinle konuşurken, göz temasını kesmeye çalıştığını fark ettiniz mi, sanki konuşmaya ve gözünüzün içine aynı anda bakmaya zorlanıyormuş gibi gözüküyor değil mi? Aynı şekilde, birisine bir şey açıklarken ya da bir hikaye anlatırken, kendinizi, gözlerinizi bu kişinin gözlerinden ayırdığınızı fark ettiniz mi? Böylelikle ne söylediğinize odaklanabiliyorsunuz değil mi? Araştırmacılara göre, bu durum; göz temasının “bilişsel kontrol süreçlerimiz” üzerinde “benzersiz bir etkiye” sahip olmasından kaynaklı ortaya çıkıyor. Esasen, aynı anda göz göze gelmek; zihinsel olarak o kadar uyarıcıdır ki, dolayısıyla düşünceyi ve göz temasını aynı anda korumak zor olabilir.

goztemasi

Geçmiş araştırmalar, göz temasının, görsel hayal etme gibi diğer mental görevlerle etkileşime girdiğini göstermiştir 1. Bu durum muhtemelen şaşırtıcı değildir, çünkü göz teması ve görsel hayal etme açık biçimde aynı mental alanda kendine yer edinir. Cognition‘da yayımlanan çalışmada, araştırmacılar; göz temasının bir sözcük görevinde fiiller oluşturma kabiliyetimize müdahale edip etmediğini ve bunun her durumda olup olmadığını veya yalnızca fiil oluşturma görevi daha da zorlaştığında bu duruma müdahale edip etmediğini test etti2.

Yapılan çalışmada, 26 katılımcıdan ekranda gösterilen bir yabancının yüzüne doğrudan bakması ve eşzamanlı olarak bir işitsel fiil oluşturma görevini yerine getirmesi istendi. Altı erkek ve kadın yüzü çalışmada yer aldı ve katılımcıya doğrudan bakarken veya bakışları önlenmiş gibi gösterildi. Her denemede, katılımcı ekrandaki yüze baktı ve bir isim duydu, görevleri ise; ismin duyulmasının ardından, bu isimle kullanılabilecek bir fiili cümle içerisinde kullanarak sesli biçimde söylemeleriydi.

Araştırmacılar, ilgili fiillerin isimle ne kadar güçlü bir ilişkiye sahip olduklarına dayanarak (hatırlayıp getirme yüksek ya da düşük), cevap vermeyi daha kolay veya zorlayan bir dizi isim kullandılar ve olası bir yanıtın diğerlerinden daha fazla baskın olup olmadığı, bunun yanında eşit derecede makul olan birçok seçeneğin (seçip getirme yüksek ya da düşük) olup olmadığını kontrol ettiler.

Örneğin, “süt” ismi, her iki ölçüm için de olaydır, çünkü bu kelime güçlü bir biçimde “içmek” fiiliyle ilişkilidir ve bu fiil olası diğer fiillerden çok daha baskındır.

Bariz sonuç ise, katılımcılar ekrandaki yüz ile göz teması kurduğunda, göz teması kurmadığı durumlara kıyasla fiili oluşturmada çok daha yavaşladıkları görüldü. Fakat yalnızca; hatırlayıp getirme ya da seçip getirme durumlarının yüksek olduğu anlarda bu durum ortaya çıktı.

Araştırmacılara göre, bu durum; göz temasının, fiil üretme ile doğrudan ilişkili mental süreçlere direkt olarak müdahale etmiyor, eğer etseydi, o zaman, fiil görevlerinin kolay ve zorlu versiyonları arasında göz teması için performans zamanları daha uzun olmalıdır. Bunun yerine, sonuçların; göz temasının, daha genel bilişsel kaynağımızı boşalttığı fikrine uygun olduğunu söylediler. Yani, konuşma gibi başka görevler yürütmemiz gerektiğinde, beyindeki alana özgü kaynaklar tarafından bunun yürütülmesinin çok zorlaşması gibi. Bu nedenle anlattığınız şey ne kadar karmaşık hale gelirse, göz temasını koparmaya o kadar çok ihtiyacınız olur.

Kaynak ve İleri Okuma:
1 British Journal of Psychology. http://onlinelibrary.wiley.com/doi/10.1348/000712608X371762/abstract
2 Cognition. http://www.sciencedirect.com/science/article/pii/S0010027716302360
–Jarrett, C.”Why it’s hard to talk and make eye contact at the same time.” https://digest.bps.org.uk/2016/11/18/why-its-hard-to-talk-and-make-eye-contact-at-the-same-time/

*Bu yazı ilk olarak BilimFili.com‘da yayınlanmıştır.