Kahvenin Az İnsan Tarafından Bilinen İlginç Ortaya Çıkış Hikayesi

Kahve Nasıl Ortaya Çıktı?
coffee-red-berriesKahvenin ilk kez nasıl tüketilmeye başlandığını hiç merak ettiniz mi? Kim keşfetti, nasıl bu hale getirdi? Ben bir gün yine böyle soğuk bir kış gününde battaniyemin altına kahvemi içerken: “çok yaşa kahveyi bu hale getirmeyi akıl eden insan!” dedim. Sonra sahiden acaba kim akıl etti de bugün bu keyfi yaşamımıza olanak sağladı diye düşündüm ve başladım araştırmaya…

Kahvenin tarihi ile ilgili türlü türlü rivayetler olsa da, dünyaya Osmanlı’dan yayıldığı bir gerçek… Şimdi Etiopya’dan çıkıp, Osmanlı’da anlam kazanan ve Osmanlı’dan Avrupa’ya yayılan kahvenin hikayesini sizlerle paylaşacağım…

Bir varmış bir yokmuş, evvel zaman kalbur saman içinde Habeşistan’nın “qahwah”* yöresinde bir çoban varmış. Bu çoban keçilerini otlatırken, keçilerin bir ağacın** meyvesini yedikten sonra hareketlendiklerini ve daha az uyuduklarını keşfetmiş. Bu meyvenin çekirdeği, kahveymiş… (bence bu meyve de kuşburnuna benziyor.)

Daha sonra bu çekirdek Mekke ve Medine’ye yayılmış. Burada yaşayan insanlar çekirdekleri öğüterek tozlarından ekmek yapıp suyunu da içiyorlarmış.

coffee-mosaic-5

Neden sonra Habeşistan Valisi Özdemir Paşa kahve çekirdeklerini Kanuni Sultan Süleyman’ı ziyareti sırasında hediye için saraya getirmiş. İlk başta sert tadı ve aroması nedeniyle zehir olduğu düşünülüp pek haz alınmasa da, zaman içerisinde yanında lokum, şekerleme, şerbet vs eklenerek tadı güzelleşmeye başlayınca herkesin gözdesi olmuştur.

30add42d87a670e11ce573f8092ba6fd

Başlarda sadece saray halkı tarafından tüketilen kahve, 1554 yılında Tahtakale’de açılan ilk kahvehane sayesinde tüm halk arasında yayılmıştır. Böylece Osmanlı’da kahvehane kültürü başlamıştır. Kahvelerde insanların buluşup fazlaca dedikodu yapmaları nedeniyle ara ara kapatıldıkları dönemler de yaşanmıştır.***

edebiyatvekahve

Tabi o zamanlar İstanbul’a ticaret için gelen Venedikli tacirlere de Türk kahvesi ikram edilince, kahveyi çok beğenmiş ve çekirdeklerini alıp Venedik’e götürmüşlerdir. Böylece Avrupa’da 1615 yılında kahveyle tanışmıştır.

Ama kahvenin asıl yayılması 2.Viyana kuşatması sonrasında olmuştur. Osmanlı askerleri kuşatmaya giderken yanlarında kahve çekirdekleriyle dolu çuvalları götürmüşlerdir. Fakat kuşatma başarısız olunca, çuvalları tekrar İstanbul’a getirmek zor olacağı için kendilerine yük etmemek adına Viyana’da bırakmışladır. Georg Franz Kolschitzky’nin bu çekirdekleri bulmasıyla, meşhur Viyana kahvesinin temelleri atılmıştır. Georg Franz Kolschitzky, kahve çekirdeklerini kavurup, öğütmüş akabinde süt ve şekerle karıştırarak farklı bir kahve çeşidi elde etmiştir.

Osmanlı zamanına geri dönersek; o günlerden bu günlere yayıla yayıla devam eden kahvenin birçok çeşidi vardır. Ama tabi ki en önemlisi ve en eskisi Türk kahvesidir. Türk kahvesinin 40’a yakın çeşidi vardır ve telvesiyle servis edilen tek kahve türüdür.  Türk kahvesi bir gelenektir, bizler için çok önemlidir. Kendisine has bir sunum şekli ve içme saati vardır. Türk kahvesinin bir de fal baktırma geleneği vardır ki bunun kültürümüzdeki yeri apayrıdır.

img_7227a

Türk kahvesi genelde sabah ve öğle saatlerinde içilir. Öyle ki “kahvaltı” kelimesi kahve geleneğimizden çıkmıştır. Kahveden önce yenilen şey anlamında kullanılmıştır. Bir de kahvenin hayatımıza kattığı şeylerden biri de kahverengidir. Kahveden önce bu rengi nasıl tarif ederlerdi bilinmez.

Uzun lafın kısası, Habeşistan’dan tüm dünyaya yayılan kahvenin hayatımızdaki yeri çok büyük. Türk kahvesi dışında da birçok çeşidi var. Afiyetle içiniz efendim…

 

 

kahve-kavurma*qahwah kelimesi Osmanlı zamanında kahve adını almış ve Avrupa’ya yayılmasıyla birlikte coffea vb isimlere dönüşmüştür.

**Kahve ağacının birkaç çeşidi vardır. Bunlardan; Coffea Arabica en yaygını olmak üzere onu Coffea Robusta ve Liberica takip eder. Kahvenin yetiştiği yere göre kahvenin aroması da değişir. Şuan dünyanın en önemli kahve üreten ülkeleri sırasıyla; Brezilya, Vietnam ve Kolombiya’dır. Brezilya ne alaka bunca hikâyeden sonra diyorsanız onu da araştırmanızı öneririm. Bir aşk hikâyesiyle başlayarak tamamen şans unsuruna dayalı olarak devam eden bir hikâye bulacaksınız.

*** İnsanlar camiye gitmedikleri ve dedikodu yaptıkları iddiasıyla illk kez Kanuni Sultan Süleyman döneminde olmak üzere; 3.Selim, 3.Murad ve 1.Ahmed döneminde de kısa süreli yasaklar getirilmiştir.