Bayram Tatili Hayalinin, Leğende Et Taşırken Son Bulması

Ya ellerim kırılaydı, klavyem lal olaydı da 2 sene önce azcık goy goy uğruna buradaki mazlumların ahını almayaydım.
Tatil

Ben bu bayramda Rusya’ya gidecektim lan. Şşt bak gülmeyin harbi gidecektim. Bu sabah Petersburg’da önceki gecenin etkisiyle başım çatlayacaktı ama olsun suratımda yampiri Bruce Willis gülümsemesi olacaktı, kendi kendime “ne geceydi köftehor ehemehe” deyip zenit maçına gidecektim. Hep kuponlarımı yatıran takıma parası neyse verip yerinde sövecektim. “burası da soğuk mu yaav sen Erzurum soğuğunu bi görsen götün donar. Burda nem yok nem nem nem nem!!” diyecektim boş boş bakan elin İvan’ına, Olga’sına. dönüşte 3 yıl falan “ben Rusya’deyken…” diye başlayan cümlelerle milletin kafasını s*kecektim. Ben baya baya planlanmıştım bunları, planımı s*keyim afedersin.

Gel zaman git zaman Rusya işi yalan oldu ama yok dedim ben tatil yapıcam, hedef küçülttüm biraz ama kararlıyım Kıbrıs’a gidicem. Lan gülmeyin olm vallahi ona da gidecektim. BlackJack’ten rulete, pokerden fırfır makinelere koşup olmayan çoluk çocuğumun rızkını yiyecektim. “Güney Kıbrıs’a alın beni olm hem benim büyük büyük babam giritliymiş” diye oradaki elemanlara yalakalık yapacaktım.

Olmadı, olamadı, yapamadım. Bu sabah eniştemin “la kalksana lan namaza gidicez. sen kime çektin bilmiyorum ki hayvan evladı gibi” diye hönkürmesiyle uyandım. “İnsan böyle uyandırılır mı ya Allah’ınız yok mu sizin?” diyecektim ki sonra bu paradoks bayram sabahı enişteme fazla gelebilir diye vazgeçtim. Eniştemi bi şekilde savuşturdum ama bu başlığın laneti üzerindeydi. Bu sefer de babaannem geldi, “hadi kalk hayvan kesilecek yardım et karpuz senden az yatıyodur” dedi. Niye sabahın 7.30’unda kesmek zorundayız ki ya? Bunu da yarış haline getirmiş akrabalarım. sanki en önce kesene daha çok sevap point yazılıyor.

Kalktım el mahkum, giriştim işlere. Rusya gecelerine akacak adam davar devirmeye, ayağından şişirmeye gitti lan. “kakka kakkalin kakkalin kamaya” diye diye votkanın gözüne vuracakken 50 kilo dana budu taşıdım. Kıyma çektirmeye götürdüm, 1 kg et fazla gitti diye birbirine giren akrabaları ayırdım, kurban derisini kamyonete taşıdım, elim de viskim “all in” diyecekken elimi kesip “Allaaaah” dedim, enişteme gelen bütün otomatik bayram mesajlarına cevap yazdım eniştem yazamadığı için. Daha bayram başlayalı 2-3 saat oldu yemin ederim ahır gibi kokuyorum. kan, göz yaşı, entrika hepsi var. Ev Walking Dead seti gibi herkesin üstü başı kan, elinde bir parça et oradan oraya koşturuyor. Bak daha birazdan damlamaya başlayacak dalya*ak misafirleri hiç saymıyorum. Her bayram “sizin hayvandan ne kadar et çıktı?” diye sormaktan bıkmadılar yemin ederim. Oradan da sevap point kasacak heralde.

Neyse işkembe yıkanacakmış hortum tutucam babaanneme gitmek zorundayım.
Petersburg’dan işkembeye, Kıbrıs’tan dalağa uzanan bu çileli yolda benimle olanlara iyi bayramlar.
Gerçekten tatile gidenler; billur var yer misiniz?
EkşiSözlük Life is drunk